Orucu bozup hem kazayı hem kefareti gerektiren şeyler

Kazânın lüzumu, kaçırılmış olan maslahatı, tedarik içindir. Kefaretin lüzumu, şartlarının tahakukunda, işlenen cinayetin kemaline mebnidir ki, Cenab-ı Hakkın, gün tâyin etmiş olduğu savmın - özürsüz - o günde amden iftar ile, nakz edilmiş olmasındandır.

Kaza: Gününe gün tutmaktır.

Kefaret: Âtîdeki faslında beyan olunacaktır.

Özürsüz, amden oruç yemenin günahı, tövbe ile sakıt değil, kefarete muhtaçtır.


Kefaret ancak, ramazan orucunun edasını ihlâl ile lâzım gelip (1), lüzumunun şartı dahi, saim mükellef olmak ve geceden niyyetlenmiş bulunmak ve kendisine, fıtırdan sonra hastalık ve fıtırdan evvel yolculuk (2) gibi, bir özür âriz olmamak, ve ikrah (cebir) ile değil de, isteyerek, ve hata tarikiyle değil de, teammüden ve bilâ iztirar, orucu bozmuş olmak ve orucu bozan şeyde, kusur olmamaktır.

Zikrolunan şartlara binaen, ramazan orucunun gayri olan orucunun ve hattâ ramazan orucu kazasının, nakzına kefaret lâzım olmadığı gibi, Ramazan orucunun edasına başlayan, mükellef olmayıp sabi veya bunak olduğuna yahut, mükellef ise de geceden niyyetlenmediğine veyahut niyyetlendi ise de, orucu yedikten sonra kendisine, o gün guruptan evvel hastalık gibi, bir özür ârız olduğuna veyahut teammüden değil de, hatâen savmı ifsat eylemiş bulunduğuna veyahut muztar bitap düşerek, oruç yediğine, yahut oruç bozduğu şey, mücameatin mâdûnu ile inzâl veya çıkan çiğnentiyi iâde nevinden kusurlu bulunduğuna veya ekli mutat nesne olmadığına göre, dahi, kefaret lâzım olmaz.

Orucu ifsat etmekle kazayı, hem de şartlarının tahakkukuna mebni kefareti icap eden şeyler, aşağıda tâdât olunur:

1 — Vika etmek «cinsî münasebette bulunmak» (3).

2 — Mekulâttan bir şey yemek.

3 — Meşrubattan bir şey içmek (4).

4 — Ağzına giren yağmuru, karı, doluyu yutmak (5).

5 — Tütün içmek ve ud veya anber ile tütsülenip dumanını içineveya genzine çekmek (6).

6 — Enfiye çekmek (7).

7 — Çiğ et yemek (8).

8 — İç yağı yemek.

9 — Pastırma yemek (9).

10 — Buğday tanesini ve kavrulmuş yahut başağından taze çıkarılmış arpa tanesini yemek, yâni yutmak yahut çiğneyip tadını almak (10).

11 — Susam tanesini veyahut o kadarcık başka yenen bir şeyi hariçten alıp yemek (11).

12 — Kilermeni tâbir olunan, deva çamurunu yemek (12).

13 — Kilermeninin gayri olarak yemeyi itiyat ettiği çamuru yemek (13).

14 — Biraz tuz yemek (14).

15 — Zevcesinin ve sevdiği kimsenin, ağız suyunu yutmak (15).

16 — Giybet ettikten sonra (orucum bozuldu) diye amden oruç yemek (16).

17 — Hacamattan sonra (orucum bozuldu) diye amden orucunubozmak (17).

18 — Fartı istekle ve fakat - bilâ inzâl - (18) mess veya takbildensonra oruç bozuldu, zanniyle orucu yemek (19).

19 — Bıyıklarına yağ sürdükten sonra, bıyık yağlamak orucu bozarzanniyle orucunu yemek (20).

20 — Ramazanda gündüzleyin - vika' - için, ikrah gören kişiye kadın (oruçlu olduğu halde) temkini nefs etmek.

Nitekim, zevce fecrin tulû ettiğini bildiği halde, ondan haberi olmayan zevcin münasebet talebine uyup mevtûa olmakla dahi kendisine kefaret lâzım gelir (21).

Kefareti mucip olan muftır, muharremattan olduğuna göre, mürtekibine eshabın ihtilâfına mebni, had ve tazir dahi, lâzım gelir.

«Bir kimse, ramazanda gündüzleyin, saim iken isteyerek ve müteammiden şarap içse, kendisine ne lâzım olur? el - cevap: kazâ ve kefaret ve haddi - şürb, eğer onu âleni içerse, taziren katl dahi olunur.»

------------------

(1) Bir kimse, ramazanda bir gün - özürle - iftar edip ondan sonra, o günü kaza için oruçlu iken - özürsüz - iftar eylese, kendisine kefaret lâzım olur mu? El-cevap:Olmaz.

(2) Ki, maksut şer'i müsaferettir. Misafir olup ta iftar eden kimseden kefaret sakıttır. Amma, isteyerek iftar edip te, sonra müsaferet eyleyen kimseden kefaretinademi sukutu hakkında rivayet müttefiktir.

(3) İki tarafa dahi kefaret icap eder. İnzal vukuu dahi, gart değildir. Hazanede, hitaneynin iltikasının, kefareti mucip olduğu yazılıdır.

(4) Bunlar, gerek tegaddi yahut tefekküh tarikiyle olsun, gerek tedavi veyaeğlenme tarikiyle yenilmiş veya içilmiş bulunsun. Tab'ı selim, bedenin ıslahı için,tenavülü devayı dahi dâî olmakla, savm halinde, ondan zecir meşru olmuştur. Tegaddinin mânâsında ihtilâf ettiler. Kimi dedi ki, tegaddi: Tab'ın bir şeye meyl edip,şehveti - batın onunla teskin olmaktır. Ve kimi dedi ki, tegaddi: Nef'i bedenin salâhına ait olan şeyi, tenavül etmektir. Semerei hilâf: çıkan çiğnentiyi iadede zahirdir ki, evvelki kavle göre, ona kefaret lâzım olmayıp, ikinci kavle göre, lâzımolur. Doğrusu, evvelki kavidir. Nice şeyler vardır ki, onlar, bedenin salâhına altolmak, şöyle dursun, bedenin harabisini mucip iken, iştiha olunur. Ve binaenaleyh,kefaret lâzım gelir. Tütün içmek gibi. Esrar içmek ve afyon yutmak dahi, bir nevi,savmı ifsat edenlerden ve cümlesi muharremattandır.

(5) Çünkü, bunlardan ağzını biraz yummak ile, korunmak mümkündür. Bu hata, savmın fesadı sebebidir. Nitekim, fesadı ve kazâyı mucip olanların on yedincisindegeçmiştir. Kefareti mucip olmasının sebebi, onun kasden yutulmuş olmasıdır.

(6) Orucu ifsat ve kazâyı icap edenlerin yirmi yedincisine bakınız.

(7) Orucu bozar tagazzinin zikrolunan tefsirinde bu da dahildir. Buruna veboğaza ilâç koymak, kazayı mucip olan muftırattandır.

(8) Et kendisiyle tegaddi maksut olan şeylerden olmakla, onun çiği dahi, kurtlanmış olmadıkça, mekûl, ve ümitsiz hastalara yedirildiği mer'idir.

(9) Gerek et ve gerek iç yağı pastırması olsun - ittifakla . kefareti muciptir.Et pastırması, mutat mekulâttan olmakla ayrıca zikre bile bizce, hacet yoktur.

(10) Meğer ki, ağızda dişlenip, tedricen müstehlik olarak, tadı bulunmamış olao halde ağız içinde zamanla aslını kaybeden susam tanesi gibi, ağız salyasından sayılarak, orucu ifsat bile etmez. Arpanın kurusunu yemek dahi, mutat olmadığından, kefareti icap eylemez.

(11) Gerek yutuvermek ve gerek çiğnemek suretiyle olsun yemek - hilâfsız -savmı müfsit olup, gıdalanmak cihetiyle, onun kefareti mucip olması dahi, kavlimuhtardır. Bundan evvelki hamişi ve orucu ifsat etmeyen şeylerin on yedincisinidahi unutmayınız.

(12) İlâç olarak yenir olduğu için, onun ekli yiyenin gerek mutadı olsun gerekolmasın, kefareti mucip olan iftarı kâmildir.

(13) Taş ve toprak makulesinin ekli mutat olduğuna göre, yalnız kazâyı mucip olan müfsidattan olduğu, bundan evvelki bapta zikrolunmuştur. Bu meseledekiitiyat ve on beşinci meseledeki iltizaz kaydine nazaran, pekmez mayası ve çömlekçiçamuru gibi, toprakları yemeyi itiyat edenlere, ve aş erip kömür gibi yenmeyecekşeyleri, seve seve yiyen kadınlara, bunlar ile, ramazan orucunu bozduklarında, kefaret lâzım gelir.

(14) Tuzun çoğu, iştihayı çekmeyeceğinden, birçok tuzu defaten yemiş olankimsenin, orucu bozulur ise de, kefaret lâzım olmayıp, kazâ edilir. Bundan evvelkibabın dördüncü rakamına bakınız. Nasıl olur ki, bir şey az yenir ise, kefaret lâzımgelip, çok yenirse, yalnız kazâ lâzım gelmiş ola. Cevabı, zikrolunandır.

(15) Çünkü, onunla iltizaz eder. Ve kendi arzusu yerini bulmuş olur. Başkasınıntükrüğü, nefsi iğrendirmekle beraber, onda bedenin salâhı dahi olmadığı cihetle,kefareti icap etmez.

(16) Gıybet, orucun sıhhatine değil, sevabına dokunur olduğu, savmı ifsat etmeyen şeyler arasında zikr olundu. Bazıları bu baptaki hadisin zahirine temessuken, gıybetin muftır olacağı içtihadında bulunmuş olduklarından, bu meseleyi bundan sonraki hacamat meselesi gibi, zikre lüzum gördük. Müellif der ki, gerek «Gıybet oruçlunun orucunu bozar.» hâdisini, o kimse işitmiş ve gerek işitmemiş, ve hadisin tevilini gerek bilmiş ve gerek bilmemiş, ve bir müfti gerek ona üfta etmiş ve gereküfta etmemiş olsun, kefaret lâzım gelir. Çünkü, gıybet ile iftar, hilâfı kıyastır. Hadisise, - icma ile - sevabın gitmesiyle müevveldir.

(17) Bu dahi bundan evvelki, gıybet meselesi gibidir. Dürrü Muhtarda kan aldırmağı ve sürme çekmeyi dahi, ziyade etmiştir.

(18) Bilâ inzal kaydi, eğer mess ve takbil ederken, inzal vaki olarak, orucunuyemiş olursa, kefaret lâzım gelmeyeceğini müfittir.

(19) Meğer ki, o mealde bir hadis işiterek veyahut - istifta ile - öyle bir fetvaalarak yemiş ola. O halde her ne kadar, hadîs gayri sabit ve mufti hatada dahiolsa, onların zahiri kefaretin iskatı hususunda şüphe olur. Bunu bedayiden naklen,İbni Humam söyledi. Bunda, şu var ki, bu bapta hadîs sabit olmadığı halde, onunzahirine itibar ettiler. Gıybet meselesinde, hadîs sabit olmuşken, onun zahirine itibar etmemiş oldular. Hacamat ile gıybet müsavi tutulduğuna göre, emir zahirdir.Müellif zikr olunan istisnasını, bundan sonraki - deheni şarib - meselesine dahi,şâmil kılmıştır.

(20) Çünkü, onun zannı şer'î delile müstenit olmadığı halde kendisi müteammiddir.

(21) Evvelki surette vatii mukrih olduğu için, ona kefaret lâzım gelmediği gibi,ikinci surette, zevc fecrin tulûuna agâh olmadığı için, ona dahi, kefaret lâzım olmaz.Onlar kazâ ederler.