Duhul ve halvet

Mehri misil olsun, mehri müsemma olsun, bizce onun mûcibi sahih akiddir. Duhul, onun müekkedidir.

Mehir, üç mânânın biriyle, teekküd eder: Duhul, sahih halvet, vefat.

Bu mânâların biri hâsıl olmazdan evvel mehir, vücubü sabit ve şu kadar ki, - sukûtu muhtemel - olup, akidde sıhhat olmadığına göre, - duhulden evvel - vefat dahi vukubulsa, tamamen, ve akidde sıhhat olup ta, - duhulden evvel - talâk vukuuunda yarım olarak, sâkıt olur.

Zikrolunan üç mânâdan biri hâsıl olduktan sonra, zevce ve onun vefatı sûretinde, hak sahibi - kimse tenzil veya hibe yahut ibra - etmedikçe, mehirden bir şey sâkıt olmaz.

Duhul: Zevcin zevcesine mukarenetidir (1).


Dârı islâmda - milki yemini olmadan - bir erkeğin bir kadına mukareneti, ikiden hâli olmayıp, - velev min cihetin olsun - meşrû ise, mehri ve gayri meşru ise, haddi (ukubeti) mûcip olur.

Meşrû surette, nikâh şartlarını câmi olmayarak, fâsid veya mevkuf oluverir ise, had sâkıt olur. Mehrin de misil ve müsemmasından en azı lâzım gelir. Nitekim, babında beyan olunur.

Sahih nikâh ile olan, sahih halvet dahi, duhul hükmündedir.

Halvet: Zevc ile zevce izinleri olmadıkça üçüncü bir kimsenin kendilerini göremiyeceğini sandıkları bir yerde yalnız bulunmalarından ibarettir.

Halvetin sıhhati: Zevceynde - vikâ' ve mukarenete - mânî bir hal bulunmamaktır. Mânî, gerek hissi olsun: Hastalık, küçüklük, çelimsizlik gibi (2). Gerek şer'î olsun: Farz olan namaz, farz olan oruç (3), Alelitlâk ihram, âdet, lohusalık gibi (4).

Yanlarında, erkek ve kadından bir kimse bulunmak, velev ki, bulunan kimse, âmâ veya uyur yahut sabî olsun (5), halvete mânî olduğu gibi, hiç kimse bulunmamak suretinde, zevceynin birinde zikrolunan mânilerden biri, bulunmak dahi halvetin sıhhatine mânîdir.

İnniniyyet, halvetin sıhhatine mânî değildir.

Mücerret halveti sahiha (6) guslü ve şiddetle korunmayı (7), ve kızlığı hürmeti ve mebtûte - o kimseye zevce olmaktan kesilen (8) - hakkında, zevci evvele helâliyyeti ve ric'atı (9) ve mirâsı, mûcip olmaz ise de, nesebin sübutünü ve İddetin lüzumunu ve nafaka itâsını ve mehrin teekküdünü, mûcip olur.

Vefat: Gerek eceli mevûdu ile ve gerek katl veya intihar (10) tarikiyle olsun ve duhul veya halvet, gerek vâki olsun ve gerek olmasın, mehri misil veya müsemmadan, hiç bir şey sâkıt olmamak üzere, onu zevcin zimmetinde, mukarrer kılar (11).

İntihar sûretinde, zevce başkasının memlûkesi dahi olsa hüküm böyledir. (Cariyenin mâliki, ona âid olan mehirden mahrum olmaz).

Eğer cariyeyi, zevci kendine dahil olmadan - mükellef - maliki (12) katl ederse, mehir sâkıt olur. Bu sûrette, malik teslimden evvel, satmış olduğu şeyi itlâf eden, satıcı gibi mübeddeli menettiği için bedelin de men'i ile, (13) cezalandırılır.

Bir kız, birisine yalnız namzet ve nişanlı olmakla, ona zevce olmayacağından, nişan yahut ağırlık (mehri muaccel) namiyle verilen şey, kızın - akidden önce - vefatında, mevcut ise aynen ve istihlâk edilmiş ise, mislen veya kıymeten, istirdat olunabilir (14). Akidden evvel zevcin vefâtı sûretinde, istirdat hakkı veresenindir (15).

Hediyye namiyle verilmiş olmak suretinde, hibe edilen şey, mevcut ise, istirdat olunabilir. Hâlik yahut müstehlek ise, istirdat olunmaz.

Nişandan sonra, cayıldığı takdirde dahi, hüküm yine böyledir (16).

Kimsenin vilâyeti altında olmayan hürrei mükellefe (17) hakkında, gerek velînin ve gerek yabancı birinin «kendim için, şu kadar para verilmedikçe, nikâh ettirmem» demeğe hakkı olamaz.

Bu yolda alınan şey, rüşvettir, istirdat olunur (18).

Amma, zevcin tezvicin tervici için, vasıta olana vaad ettiği şey, onun çalışması karşılığı demek olmakla, bu hususta, o vasıtaya verdiği ücreti zevc istirdat edemez. (Vaadler, aynen yerine getirilmekle lâzım olur.)

------------------

(1) Misbâhta mezkûrdur ki, duhul kelimesi - ba - ile sığalandıkta kadın ileilk mukarenetten kinâye olur. Zifaf: Zevceyi zevcine teslimden ibarettir.

(2) Zeyd, Hindi şu kadar para, mehir tesmiyesiyle, tezevvüç ettikten sonra,zifaf vaki olup, lâkin Zeyd mariz olmakla, - vâti - mümkün olamayıp, Hindi boşasa, Zeyd mehri müsemmanın yarısını Hinde verirken, Hind razı olmayıp tamam almağa kaadir olur mu? Cevabı: Olmaz.

Zeyd sekiz yaşında olan kızı sagire Hindi şu kadar para, mehir tesmiyesiyle Amre tezviç ettikten sonra, zifaf vâki olup, lâkin Hind çelimsiz olmakla, - vatt -olmaksızın, Amr Hindi boşasa, mehri müsemmânın yarısını mı, yoksa tamamını mı vermek lâzım gelir? Cevabı: Yarısını.

(3) Oruç: Edâ, kazâ, kefaret, tetavvû dahi olsa.

(4) Sonraki, ikiden mâdâsı, iki tarafta da olabilir.

(5) Maksud mümeyyiz sabîdir. Bulunan şans, mümeyyiz olmayan sabî ise, veya deli yahut baygın olursa, halvete mâni sayılmaz.

(6) Sıhhatin kaydi, mehrin lüzumuna göredir. İddet lüzumunda, mezkûr kayıtmuteber değildir.

(7)Hakkında, zina isnad edene hadd, ve Zinâ irtikâbı takdirinde, kendisinerecm, terettüp etmek üzere muhsin (SAD Harfi iledir) olmak.

(8) Üç talâk ile mutallâka, mânâsınadır. Talâk kitabına bakınız.

(9) Kitabı talâka, bakınız.

(10) Çünkü, kişinin kendi nefsine cinayeti, dünya ahkâmı hakkında, muteberolmadığından, zevcenin intihar etmesi - döşeğinde nefesi tükenerek ölmesi - gibiolur. Hem de, zevce intihar etmekle, kendi veresesinin hukukunu iskata malikolamaz.

(11) Daim! cinnet ile mecnun olan Zeydin, en yakın velîsi baba bir amcasıAmr Hindi mehri misil olarak şu kadar para mehir tesmiyesiyle Zeyde tezviç ettikten sonra, Zeyd ölse, Hind Zeydin terekesinden mehri müsemmayı ve mâdâsındanhissesini almağa kaadir olur mu? Cevabı: Olur.

(12) Câriyenin katili olan maliki, sabî yahut deli bulunmak gibi, mükellef değilise mehir sâkıt olmaz.

(13) Dürrü Muhtarın nikâhı rakibinde böyle zikr edilmiş olup, Hindiyyede,mehrin sukûtunun hazreti İmamın kavli olduğu, ve imameyn indinde mehrin sukût etmemesi, zikrolunmuştur.

14) Çünkü, henüz tamam olmamış bir mübadeledir.

(15) Zeyd namzedi olan Hinde, mehri muaccel namiyle bir inek verip, lâkinnikâh akdinden evvel, Zeyd ölse, veresesi ineği Hindden almağa kaadir olurlarmı ? Cevabı: Olurlar.

(16) Zeyd Hinde namzet oldukta mehri muaccel namına, Hinde şu kadar eşyagönderip ondan sonra, Hindi tezevvüçten vazgeçse, o eşyayı geri almak olur mu? Cevabı: Olur.

(17) Vilâyet altında olmamak, onun mekşuf sıfatıdır.

(18) Kız tarafı, menkuhayı zevcine teslim ederken bir şey alsa, zevc onu dahi,istirdat edebilir. Çünkü, o dahi, rüşvettir.