Berat gecesinde yapılan ibadetin fazileti büyüktür

Binaenaleyh, muhterem okuyucu! Gelin... Mukadderatımızın tayin ve tesbit edildiği bu mübarek gecede, çok çok dua edelim. Edelim ki, mukadderatımız hayırlı olsun. Hayırlı uzun ömür, sıhhat ü afiyet, helâl bol rızık, son nefeste kâmil iman ile ölmek, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail olmak, dünya ve ahiretimizin mamur olması, Cenab-ı Hakk'ın cemaliyle ve firdevs cennetiyle müşerref olmak v.b. isteklerimiz için dua edelim. Mukadderatı bilemiyoruz. Kimbilir? Yeterli dua etseydik belki de istediğimiz şekilde olurdu. Etmediğimiz için de öyle oldu.

Hakkımızda dünyâ-âhiret hükümlerin yazıldığı, emirlerin verildiği ve kader çerçevemizin yeniden biçimlendirildiği bu saat ve dakikalarda uyanık bulunmamız ve Cenâb-ı Hakk'a duâ ve niyâzda bulunarak, hakkımızda hayırlısını istememiz ne kadar isâbetli bir ubûdiyet hâlidir! Ne kadar sevimli bir kulluk tavrıdır! Ne kadar hoş bir duâ şeklidir!

Bu geceden başlayarak Kadir gecesine kadar sürecek olan ve bizimle birebir ilgili bulunan bu yüksek değerli zaman diliminin her bir saatini duâ ve niyaz hâliyle idrâk etmemizin ve her fırsatta Rabb-i Rahîmimizden hakkımızda hayırlısını istememizin, hiç ihmâle gelir tarafı yoktur. Duâ ve niyâz içinde, ebedî mutluluğumuz hesabına, Rabb-i Rahîmimizden sayısız hayır ve hasenât isteyebilme imkânı elde edeceğiz. Allah'ın izniyle Allah'ın rızâsını, sâdece rızâsını talep edeceğiz. Âlem-i İslâm'ın ve Müslüman'ların üzerinden kara bulutların kaldırılması için duâlarımız İnşaALLAH arşa yükselecek. Dünyâ ve deccâl fitnesinden, şeytan ve nefis şerrinden, Cehennem azabından Allah'a sığınacağız. Ve Rahmânü'r-Rahîm'den, sayısız duâlarla-inşaALLAH-Cennet'i ve bekâyı isteyeceğiz.

b- Berat gecesinde yapılan ibadetin fazileti büyüktür. Bu gece hakkında Hz. Ali (R.A.)'den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Şaban ayının yarısı yani Berat gecesi olduğu zaman kalkınız, o geceyi ibadetle geçiriniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Çünkü Cenab-ı Hak, güneşin batmasıyla birlikte rahmet ve ihsanıyla, gufran ve inayetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur: Günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mudur? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mudur? Onu rızıklandırayım. Bir derde düşen yok mudur? Ona afiyet vereyim, o dertten kurtarayım. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu? Ve bu hitap fecir doğuncaya kadar devam eder. (İbn-i Mace; İkame: 191; Beyhekî, Şuabu'l-İman, 3/379, No:3822)

"ALLAH Teâlâ'nın dünya semasına tecelli etmesinden" murad: O'nun rahmet ve bereketinin, hayır ve nimetinin inmesi; sema kapılarının açılması, duaların süratle kabul edilmesi, kullarına rahmet ve merhametle bakmasıdır.

Binaenaleyh, bu mübarek gecede yapılacak olan ibadet ve taatta, kılınacak olan kaza veya nafile namazlarında bir çok sevap vardır. Bakınız... Rabbimiz nida buyuruyor:

"Günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mudur? Onu bağışlayayım."

- Biz varız, Ya Rabbi! Diyelim. Günahlarımıza tevbe istiğfar edelim.

"Rızık isteyen yok mudur? Onu rızıklandırayım."

- Biz varız, Ya Rabbi! Bize helal bol rızık nasip eyle, diyelim.

"Bir derde düşen yok mudur? Ona afiyet vereyim, o dertten kurtarayım."

- Biz varız, Ya Rabbi! Diyelim. Dertlerimizi, hastalıklarımızı, sıkıntılarımızı, müşküllerimizi söyleyelim. Rabbimizden halletmesini isteyelim.