MÜRTED OLMA VE CENAZE NAMAZI - I

Soru: "Zihnime takılan iki mesele vardır. Kaynaklarıyla izah ederseniz sevinirim. Son yıllarda birbirlerini tekfir eden kimselerin sayısı artmıştır. Tekfir edilen birisi öldüğü zaman; cenaze namazını kılıp-kılmamak hususunda, şüpheye düşüyoruz. Nasıl amel etmemiz gerekir? İkincisi: Ölüm yatağında olan bir kimsenin yanında, hatırlatmak niyetiyle kelime-i şehadeti söylemek doğru mudur?"


CEVAP: Dünyayı gözlerinde büyüten Müslümanların, değişik hastalıklara tutulmaları mümkündür. Bu noktada Resul-i Ekrem (sav)'in, "Ümmetim dünyayı gözlerinde büyüttükleri zaman kendilerinden İslam'ın heybeti çekilip alınır. Emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münkeri terkettiklerinde, vahyin bereketi kendilerine haram kılınır. (Ve nihayet) Birbirlerine sövmeye başladıklarında Allahu Teala (cc)'nın nazarında hiçbir değerleri kalmaz"(1) mealindeki mübarek tesbitini hatırlamakta fayda vardır. Bir Müslümanın irtidat ettiğine (mürted olduğuna) karar vermek, kolay bir hadise değildir. İrtidat hadisesi, ağır cezası olan bir cürümdür. İhtimal sebebiyle bu ceza uygulanamaz. Bir Müslümanın irtidat edip-etmediğine, kadı (şer'i mahkeme reisi) hüküm verebilir. Eğer Kadı'nın hükmü söz konusu değil ise; adil olan iki Müslümanın, irtidatın tahakkuk ettiğine dair yemin etmeleri gerekir. Feteva-ı Hindiyye'de, "Bir şahidin, bir Müslüman hakkında 'İrtidat etti' demesiyle, onun cenaze namazını kılmayı terk etmek caiz değildir. Serahsi'nin Muhıyt'inde de böyledir"(2) hükmü kayıtlıdır. Hasan-ı Basri (rh.a)'ye göre; irtidata hüküm verebilmek için, dört adil şahide ihtiyaç vardır. Diğer sualinize gelince: Hanefi fukahası, "Üzerinde ölüm alametleri bulunan kimsenin yanında, kelime-i şehadeti zikretmek suretiyle telkin yapılır. Ancak telkini yapan kimse, ağır hasta olan kimseye, 'Sen de söylediklerimi tekrar et!..' diye emirde bulunmaz. Çünkü o halin verdiği ızdırap ile reddetmesinden korkulur. Eğer hasta bir defa şehadeteyni zikrederse, telkin tekrar edilmez. Bu telkin icmaen sünnettir"(3) hükmünde müttefiktir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

(1) Abdurrauf Münavi- Feyzu'l Kadir- Beyrut: 1974 C: 1, Sh: 404. Ayrıca El Azizi- Siracü'l Münir: C: 1, Sh: 160. (2) Şeyh Nizamüddin ve Heyet- Feteva-ı Hindiyye- Beyrut: 1400 C: 5, Sh: 348. (3) Molla Hüsrev- Düreru'l Hükkam Fi Şerhi'l Gureri'l Ahkam- İst.: 1307 C: 1, Sh: 160. Ayrıca İmam-ı Merginani- El Hidaye- Kahire: 1965 C: 1, Sh: 90