Kur'an-ı Kerim'in Nüzulü

84 - Soru: Kur'an-ı Kerim'in nüzulünü beyan eden ayetlerden bazısında "Enzele", diğer bazı ayetlerde "Nezzele" ifadesiyle tabir buyurulmasının hikmeti nedir? Ve inzal ile tenzil arasında ne fark vardır?
Cevap: "İnzal" topluca indirmek, "Tenzil" ise ayet ayet, parça parça indirmektir. Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfuz'dan alınarak dünya semasındaki beyt-i izzete indirilmesi, bir defada ve bir bütün halde olduğundan "İnzal" kelimesi ile ifade edilmiş olmaktadır. Vak'aların durumuna göre zaman zaman gönderilme şekline "Tenzil" adı verilmektedir.
85 - Soru: Kur'an-ı Kerim'in ilk nazil olan ayeti ile en son nazil olan ayetini açıklayınız?
Cevap: Kur'an-ı Kerim'in ilk nazil olan ayeti, "İkra" suresinin ilk dört ayetidir. Son nazil olan ayetine gelince, bu hususta değişik beyanlar vardır. Şöyle ki: Cumhur, "El-yevme ekmeltü leküm" ayetinin en son nazil olduğu görüşündedir. Bazı alimler de, Bakara suresinin 278-279. ayetlerinin en son nazil olan ayetler olduğunu tercihe şayan görmüşlerdir.
86 - Soru: Kur'an'ın nazil olmasında kaç yol ve mertebe vardır?
Cevap: Kur'an-ı Kerim ayetlerinin Allah (cc) tarafından Hazreti Peygamber'e (sav) indirilmesinde dokuz çeşit vahiy vardır. Şöyle ki:
1- Salih rüya. Peygamberin kalbi hayâlâta makes olamaz. Bu sebeple onların gördükleri rüya aynen vahiydir. Hazreti İbrahim'in, oğlu İsmail'i kesiyor görüp de kesmekle memur olduğunu ifade etmesi gibi. Resul-i Ekrem (sav), "Biz peygamberler cemaatiyiz. Gözlerimiz uyursa da kalblerimiz uyumaz" buyurmuşlardır. Efendimiz'e (sav) rüya yolu ile vahiy altı ay devam etmiştir.
2- Rüya aleminde. Cenab-ı Hakk'ın cemâlini müşahede edip hitabını dinlemek suretiyle.
3- Salsale-i ceres suretinde vuku bulur. Bu tarz vahiyde, önce, çan sesini andıran gayet heybetli bir ses duyulurdu. Bunun kesilmesinin sonunda vahiy gelirdi. Bu vahiy tarzı, Peygamber Efendimizin (sav) olanca varlığı ile vahye muntazır bulunması gibi bir hikmete dayanmaktadır.
4- Peygamber olan zâtın, sesi işitip sesleneni görmemesi suretiyle olur.
5- Vasıtasız olarak kalbe ilkaa olunmak suretiyle.
6- Kalbe vasıtalı olarak ilkaa olunmak suretiyle. Bir Hadis-i Şerif buna ışık tutmaktadır. Şöyle ki: "Rûh'ul-Kudüs (Cebrail) benim kalbime, bir kimse ecelini ve rızkını tamamlamadıkça ölmez, diye (bir beyanı) üfledi. Artık Allah (cc)'dan korkunuz ve (rızkı) istemede güzel (hareket) ediniz."
7- Melek aracılığı olmaksızın uyanık halde vaki olur.
8- Vahiy meleğinin beşer suretine temessül edip gelmesi suretiyle olur. Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şeriflerinde, "Birinize arkadaşının gelip konuştuğu ve onu perdesiz olarak gördüğü gibi, bana da Cebrail gelir ve benimle konuşur" buyurmuşlardır. Cebrail Aleyhisselâm'ın, çok kere, ashabtan Dihye (ra) suretine girerek Efendimiz (sav)'e geldiği açıkça bilinen gerçeklerdendir. Bundan başka suretlerde geldiği de olmuştur. Bir muharip suretinde gelmesi gibi.
9- Vahiy meleğinin kendi sureti üzerinde görünüp vahiyde bulunması suretiyle.
87 - Soru: Kıraet-i seb'a imamlarını ve nerelerde ilim neşrettiklerini yazar mısınız?
Cevap: Bunlar, sorunuzda da ifade ettiğiniz gibi, yedi kimsedir. İsimleri ve ilim neşr ettikleri saha itibariyle şöyle sıranabilir.
1- Nafı ibni Abdirrahman. Bu değerli kıraat alimi Isfehanlı olup, Medine ehlinin kıraat imamıdır. İlme olan iştiyakı sebebiyle, ashabtan İbni Abbas'dan (ra) ve sayıları yetmişe ulaşan tabiinden Kur'an-ı Kerim'in kıraatini teallüm etmiştir. 169 tarihinde ahirete irtihal etmiştir.
2- İbni Kesir. Mekke ehlinin kıraatte imamıdır. Aslen Farisli'dir. Kendisi tabiinden olmakla, Abdullah bin Zübeyr, Ebu Eyyub el-Ensari, Enes bin Malik gibi sahabelerden rivayette bulunmuştur. 120 tarihinde ahirete irtihal etmiştir.
3, Ebu Amr. Aslen Kazerunlu olup, Basra'da yetişmiş ve Mücahid, Said bin Cübeyr ve İbni Kesir gibi tabiin alimlerinden kıraet ilmini öğrenmiştir. 154 tarihinde Kûfe'de ebediyyet alemine intikal etmiştir.
4- Abdullah bin Amir. Şam halkının kıraatte imamıdır. Ashabtan kıraat telâkki etmiştir. 118 tarihinde Şam'da ebediyyet alemine göç etmiştir.
5- Asım Ebu Bekir el-Esedi. Kendisi tabiin alimlerinden olup, Kûfe'de Şeyhu'l-kurra bulunuyordu. 128 tarihinde vefat etmiştir. Kendisinin ravileri Şû'be bin Ayyaş ile Hafs bin Süleyman'dır. Biz Türklerin kıraat tarzımız Hafs'ın rivayeti ile Asım kıraati olmaktadır.
6- Hamza bin Habib el-Kufı. Tabiinden olması ihtimal dahilindedir. Asım'dan ve Ameş'den kıraat ilmini telâkki etmiştir. 158 tarihinde vefat etmiştir.
7- Kısai Ali bin Hamza. Bu kudretli alim, kıraat sahasında olduğu gibi Nahiv ilmi dalında dayed-i tûlâ sahibiydi. Kûfe'de Nahiv ilminde haklı bir şöhrete sahip bulunuyordu. Kıraat ilmini Hamza bin Habib'den almıştır. 189 tarihinde ebediyyet alemine göç etmiştir.
Bu yedi alimden başka üç değerli zat daha vardır ki, bunlar ile kıraat-i aşere meydana gelmiş bulunmaktadır. Onlar da şu muhterem zatlardır:
1-Ebu Cafer el-Mahzumi. Bu muhterem kıraat alimi, mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'nin (ra) azad edip hem hürriyetine kavuşturduğu hem de ilim sahasına kazandırdığı bir zattır. 132 tarihinde Medine'de vefat etmiş bulunmaktadır.
2- Yakub bin İshak. Bu zat, Basra'lı olup bu şehir halkının kıraat imamıdır. 205 tarihinde vefat etmiştir. Kendisi yüksek bir ilmin sahibi bulunuyordu.
3- Ebu Muhammed Half bin Hişam. Aslen Bağdat'lıdır. Kıraat ilmi sahasında kudretli bir imamdır.
88 - Soru: Fatiha suresi, Mekke'de mi yoksa Medine'de mi nazil olmuştur?
Cevap: Bu husustaki kavillerin ekserisi, Fatiha suresinin Mekke'de nazil olduğu noktasında toplanmaktadır.
89 - Soru: Her ayet bir menhiyyata karşılık mı indi? Menhiyyat işlenmemiş olsa ayet gene inecek miydi?
Cevap: Ayet-i Kerimeler, sırf menhiyyatı yasaklamak üzere inmiş değildir. Allah Teala dilediği zaman dilediği ayeti indirmiştir. Ayet-i Kerimelerin bir kısmı emir, bir kısmı yasak ayetleri olduğu gibi, birçoğu da geçmiş milletlerin haber ve kıssalarını açıklamaktadır. Bir çokları ibret verici misaller ve hikmetli mev'izeler ve pörsümeyen ilahi düsturlardan ibarettir.
90 - Soru: Kur'an-ı Kerim'in en son inen suresi hangisidir?
Cevap: "Beraet" süresidir.